Fuat Gencal nereye koşuyor? (Muradiye yaylalarında, 1974) |
At Üsküdar'dan geçmek üzere mi?
Rahmetli babam askerliğini
Ardahan’da Süvari Birliğinde yaptı.
İzine geldiğinde kenarlarında ne
olduğunu anlayamadığım demirler bulunan ve boyuma yaklaşan çizmelerini zor
kaldırıyordum. O zamanlar at görmemiştim, süvari askeri ne demek bilmiyordum.
Zamanla öğrenince merak ettim.
Ancumah’ta (mesiremizde) semersiz
eşeklere binebiliyorduk; ama pek az gördüğümüz atın yanına yaklaşamıyorduk.
Kim olduğunu tam olarak
hatırlayamadığım bir komşumuz eğersiz atın üstüne koydu beni. Atı da yürüttü
biraz. Ata binişim bu birkaç dakikadan ibaret kaldı.
Gerek ilkokulda, gerekse diğer
okullarda atın günlük hayatımızda, edebiyatımızda, kültürümüzde ve
tarihimizdeki yeri konusunda bilgiler
edinmiştim; ama bu bilgiler sel olup aktı kafamdan.
At bugünlerde gündeme çıkınca bu konudaki anılarım da canlanmaya yüz tuttu.
Ama ne yazık ki anılardan elimizde bir belge yok. Sadece oğlum Fuat Gencal’ın 1974’te Van’ın Muradiye Yaylalarında
çektirdiği bir fotoğraf var.
Van’da komşu kadınlarımızın atla
yolculuk yapmaları da tarihimizi hatırlatıyordu.
Günlük hayatımızda ve
kültürümüzde atın önemi az da olsa devam ediyor. Parti amblemlerinde kırat var.
(Partinin kıratını alanın Üsküdar’ı geçtiği öğrenilmiştir. Parti, acaba kıratına tekrar
kavuşabilecek mi?)
Atla, atın günlük hayatımızda, kültürümüzde
ve tarihimizdeki yeri ile ilgili araştırma yapılsa yeridir.
Bu çalışmamızda Google
Görüntülerinden seçtiğimiz fotoğraflar karışık düzende sunuyoruz. Gündemimiz
kadar karışık olmasa da yine de çağrışımları allak bullak ediyor. Bir şuraya
gidiyorsunuz bir buraya. Bu anda ben de öyleyim: Bir atla gelin getirme
sahnesini görüyorum, bir Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulundayken
seyrettiğim Cirit oyunlarını görüyorum. Bir akıncıları görüyorum… Neyse
uzatmayayım bütün bunlar sonradan gördüklerim, öğrendiklerim. Kafamda iz eden
sadece babamın süvarı çizmeleri, komşumun beni ata bindirmesi ve de oğlumun at
üstündeki durumunu canlandırmam…
Okuyucuların anıları da canlansın
istedim ve bu sayfayı paylaşmaya karar verdim.
+
At
At ile ilgili deyimler ve anlamları ne
demektir?
İçinde "at" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları. |
· At çalındıktan sora ahırın kapısını kapamak: (deyiminin anlamı) İş işten geçtikten sonra önlem almaya çalışmak.
·
At elin, it elin, bize ne: Herkes kendi malını
istediği gibi kullanır, yönetir. Başkalarının bu konuda fikir yürütmesi
yetersiz.
·
At gibi: İriyarı (kadın).
·
At hırsızı gibi: Kılık kıyafeti ve davranışı güven
vermeyen (kimse).
·
At izi it izine karışmak: (deyiminin anlamı)
İyinin kötüden ayrılamadığı bir karışıklık otaya çıkmak.
·
At koşturmak: Serbest olmak, istediği gibi hareket
etmek.
·
At oynatmak: 1. Atla hüner göstermek. 2. Yarışmak.
2. Üstünlük sağlamak. 4. Bildiği gibi ve keyfince davranmak.
·
At pazarında eşek osurtmuyoruz: Biri konuşurken
karşısındaki yeterince önem verip dinlemezse, teklifsizce söylenen kaba bir
uyarma sözü.
·
Ata binmeden ayakları sallamak: Bir işe daha vakti
gelmeden, erken harekete geçmek.
·
Ata et, ite ot vermek: Bir şeyi gereksinimi
olmayana, bir görevi yeteneği olmayana vermek.
·
Atı alan Üsküdar'ı geçti: (deyiminin anlamı) Fırsat
kaçırıldı; artık yapacak bir şey kalmadı, geç kalındı.
·
Atı eşkin, kılıcı keskin: Her bakımdan güçlü,
istediğini yapabilir.
·
Atın ölümü arpadan olsun: (deyiminin anlamı) Zarar verecek
ölüde aşırısına kaçıldığı halde, sevilen bir şeyden vazgeçilemediği zaman
söylenir.
·
Atın yürükse bin de kaç: Olanağın varsa
kendini kurtar.
·
Atına eşek mi dedik? Onu (seni) küçümseyen bir davranışımız
mı oldu?
·
Atla arpayı dövüştürmek (dalaştırmak):
Araya fitne sokmak, fesat karıştırmak, arabozanlık etmek.
·
Atla deve değil ya! 1. Öyle büyütülecek yapmaya üşenilecek
bir iş değil. 2. Satın alınamayacak kadar pahalı değil, satın alınabilir.
·
Atlar anası: İriyarı, erkeksi, ızbandut gibi kadın.
·
Attan inip eşeğe binmek: (deyiminin anlamı)
Bulunduğu düzeyden aşağı bir düzeye inmek.
·
Atıl kovalamak: Acele etmek zorunda olmadığı halde
gereksiz yere acele edenler için, "sanki peşinden atlı kovalıyor"
yada "yada peşinden atlı mı kovalıyor?" biçiminde kullanılır.
·
Atlıyı attan, yaylıyı yoldan çevirmek: Bol ve geniş
olanakları bulunan kimse, uzun süre gerektiren işleri, kısa zamanda yapıverir.
_____________________________________________________
© Kaynak: http://www.lafsozluk.com/2011/03/at-ile-ilgili-deyimler-ve-anlamlari.html
At ile ilgili atasözleri ve anlamları ne
demektir?
İçinde "at" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları. |
· At, adımına göre değil, adamına göre yürür: Bir işin yürüyüşü işbaşındakinin bilgisine, çabasına, tutumuna göre değişir.
·
At arıklıkla, yiğit gariplikle: İnsanı yetiştiren,
olgunlaştıran ve pişiren yalnızlık, yoksulluk ve kötü yaşam koşullarıdır.
·
At at oluncaya kadar sahibi mat olur: (atasözünün anlamı)
Bir çocuk, bir çırak vb. yetiştirebilmek için çok para, emek harcanır, üstelik
sonuçta yetiştiren kimse de her bakımdan yorulur, yıpranır.
·
At beslenirken, kız istenirken: Her şeyin işe
yarayacağı belirli bir zaman vardır, dolayısıyla onları kullanırken bu zamanı
iyi kollamak gerekir.
·
At binenin kılıç kuşananın: (atasözünün anlamı) 1. Her şey onu
gerektiği gibi kullanmasını, ondan yararlanmasını bilene yakışır, böyle
kimselerin hakkıdır. 2. Bir alet ve araç, kullanmasını bilene yakışır, onun
elinde değer kazanır.
·
At binicisine göre eşinir: İnsanlar,
başlarındaki kimsenin etkisi altında kalır, ona göre davranırlar.
·
At binicisini tanır: Bir kimse, yöneticisinin işten anlayıp
anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.
·
At görür aksar, su görür susar: Gördüğü her şeyle
ilgilenen, kendisine gerekli olmasa bile onu edinmek isteyenler için
kullanılır.
·
At olur meydan olmaz, meydan olur at olmaz: Gerekli koşullar her
zaman bir arada bulunmaz.
·
At ölür, itlere bayram olur: Önemli bir insanın
ölümü yada görevden ayrılması, kimi zaman niteliksiz kimselerin işine yarar.
·
At ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şanı (namı)
kalır: (atasözünün anlamı) Kişi yaşarken iyi ve olumlu işler yapmalı, ardında
iyi bir ad bırakmaya çalışmalıdır.
·
At yedi günde, it yediği günde (belli olur,
semirir): Değerli kişilikler zamanla gelişir, kısa zamanda beliren kişilikler
gerçek değer taşımayanlardır.
·
At yiğidin yoldaşıdır: Yardımcılar olmadan
başarı olanaksızdır.
·
Ata arpa, yiğide pilav: Bir canlının gücü,
gelişmesine yarayan şeyle artar.
·
Ata binen nalını mıhını arar: Kişi, kullanacağı
şeyin ayrıntılarını da hesaplamalı, eksik bir şeyi kalmamasına özen
göstermelidir.
·
Ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma: Her durumda, sana
yardım edecek güçlere ve şeylere gereken saygıyı, özeni, ilgili göster.
·
Ata da soy gerek, ite de: Ne olursa olsun,
bütün yaratıkların soylusu üstün niteliklidir.
·
Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli: Bir şeye yeterince
özen gösterdikten sonra, onu kullanırken bir terslik çıkmasından korkmaya gerek
yoktur.
·
Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işten istenilen
verimi elde edebilmek için, gerekleri yerine getirilmeli ve koşullar iyi
değerlendirilmelidir.
·
Atı atasıyla, katırı anasıyla: 1. Soylu kişiden
zarar gelmez, soysuz kişiden korkulur. 2. İyi kişi temiz, kötü kişi aşağılık,
karışık soyuyla tanınır, anılır.
·
Atım tepmez, itim kapmaz deme: En güvenilen yada
bağlı kişiler bile, gün gelir, incitici olabilirler.
·
Atın bahtsızı araba düşer: Değerli ama şanssız
kimseler, kişiliklerine yakışmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.
·
Atın dorusu, yiğidin delisi: Atın doru renkli
olanı, kişinin gözünü budaktan sakınmayanı beğenilir.
·
Atın ürkeği, yiğidin korkağı: İnsan ne kadar
kendine güvenirse güvensin yine de uyanık olmalı, tetikte bulunmalıdır.
·
Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: Elde bulunan
olanaklardan zamanında ve gereğince yararlanmak gerekir.
·
Atına bakan ardına bakmaz: Görevini iyi yapan,
aracını iyi koruyup kullanan, önlemlerini zamanında alan kişi, kötü duruma
düşmekten kurtulur.
·
Atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz: İnsanlar büyüklerin
yanında hadlerini bilmelidir.
·
Atlar tepişir, arada eşekler ezilir: Büyüklerin
çatışmasından küçükler zarar görür, olan onlara olur.
·
Atta, avratta uğur vardır: İnanışa göre, at ve
evlenilen kadın eve uğur getirir.
·
Atta karın (alın), yiğitte burun: İyi koşan atın
karnı, yiğit erkeğin burun büyük olur.
·
Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek: Soylu (uğurlu) kimse
yüzünden başımıza gelen felaketi çabuk atlatırız, soysuz (uğursuz) kimsenin yol
açtığı felaket kolay kolay atlatılmaz.
·
Atlıya saat olmaz: Bol ve geniş olanakları bulunan kimse,
uzun süre gerektiren işleri, kısa zamanda yapıverir.
_____________________________________________________
© Kaynak: http://www.lafsozluk.com/2011/03/at-ile-ilgili-atasozleri-ve-anlamlari.html
Yönünü Anadolu'ya çeviren Alparslan'ın altındaki Kır At , Malazgirt'ten Anadolu'ya ve Balkanlar'a gülümsüyordu. At , Söğüt yaylalarında Ertuğrul Gaziye sırdaş oldu. Kanuni Sultan 40 yılı aşkın süren Hükümdarlığında her yere onunla gitti. Sıcaktan kavrulan Yavuz'u Sina çölünde de o taşımıştı.
Değerli arkadaşlar sözlerimi bir kaç Atasözü ve Büyük Türklerin sözleriyle bitirmek istiyorum.
At binenin , kılıç kuşananındır.
At ölür meydan kalır , yiğit ölür şan kalır.
Ata binince Allah'ını , inince de atını unutma.
''Türk ses vurgundur ; Davul sesi, kılıç sesi , nal sesi''(Oğuz Han)
''Kuş kanadın , er atın, at da Türk'ün kanadıdır'' (Kaşgarlı Mahmut)
http://otukenormanininfilizleri.blogspot.com.tr/2016/01/turkun-ikinci-nikahls-olan-atn-onemi.html
***
ATLAR GİBİ
atlar gibi, diyor yaşlı adam
ne şahlandım ben de bir zaman
ne şahlandım ben de bir zaman
yaşam ki heves uçurur seni
durur birden esen rüzgârın
durur birden esen rüzgârın
o kalıyor bir de
toprakla Sevişirken o
tadı yağmurun
anılar gibi kuruyor tende
toprakla Sevişirken o
tadı yağmurun
anılar gibi kuruyor tende
şimdi gidiyor oldum
benden önce gidenlere
sözünüz varsa deyin
ölüler bir şey bekler o yerde
benden önce gidenlere
sözünüz varsa deyin
ölüler bir şey bekler o yerde
Mahmut TEMİZYÜREK
***Eşek