Not:
Hiç kimsenin aklına, “Sabahattin Hoca koyun fotoğraflarını yayımlayarak
toplumumuzun koyun gibi olduğunu ima etti.”diye bir fikir gelmesin.
Estağfurullah! Aklımın ucundan bile geçmedi. Hem, koyunlar içgüdüleriyle ve artı şartlandıklarıyla hareket ederler yani kendilerinden beklenmeyen hareketleri pek yoktur. Asıl insanların nasıl davranacakları meçhuldür. Onun için çalışmamızda
bir mecaz yoktur.
Türkiye gündemini medyadan takip etmek bile yoruyor beni. Malum, rahatsızım biraz. Bu rahatsızlıkta da saçma sapan sözler ve davranışlarlar
hakkında düşünmektense koyun fotoğraflarına bakayım dedim.
Koyun, kuzu ve koçların fotoğraflarını gelişi güzel aldım Google’den. Koyun ırkları
da karışık. Yöreler de... Fuat’ın koyunlarını da saldım diğerlerinin arasına.
Çok mu oldu fotoğraflar? Birçok fotoğrafa bakmaktansa bir
fotoğrafa iyice bak demeyeceğim. O söz kitap okumakla ilgiliydi. “100 kitap
okumaktansa bir kitabı yüz defa oku.”
Sizin beğeneceğiniz fotoğraf da var. Onu bul ve
çağrışımlarının peşinden koş biraz.
Bu fotoğraları sayfaya sürerken birkaç keçi yavrusu da
koyunlar arasına dalmış olmasın. Onları bula bilir misiniz?
Masa başında işler kolay değil mi? Birkaç cins koyunu bir
araya topladım. Koçları, koyunları ve kuzuları bir araya topladım. İş, toplumu
bir araya toplamak.
Ben hayvanları seviyorum. Hayvanlar sevdiriyorlar
kendilerini. Burada “insanlar kendilerini sevdirmiyorlar” demek istemedim. Olur
mu öyle şey, bazı insanlar da kendilerini
sevdiriyorlar.
Bunca fotoğrafları yayınlayan biri olarak böyle bir not
yazmamalıydım. Özür dilerim.
Bilmiyorum, beceremiyorum.
Oğlum Fuat yazsaydı “Fuat’ın
kuzusu, yerim onu ben vb.”candan sözler söylerdi. Öyle ki Fuat’ın sesini duyan
fotoğraflar canlanırdı.
Bu arada şunu hatırlatayım: Fuat demek kalp demektir. Siz de
kalpten seslenirseniz fotoğraflara. Canlanırlar demem abartma olur belki; ama en azından sizi
de gündemin sıkıntısından bir nebze olsun alıkoyarlar.
Öyle de baksan, böyle de baksan fotoğraflar güzeldir. Tabii görebilenler
için...
Sabahattin Gencal,
Hamidiye-Çekmeköy_İstanbul
Sabahattin Gencal, Çavuşbaşı, 2017 |