Sabahattin Gencal, oğlu Fuat'ın bahçesinde, 2021 |
Ne
zamandır söylerim. Klavye başına oturduğunda, “Yazayım mı, yazmayayım mı?” veya
“Ne yazayım?” dersen eğer, yazmayacaksın. Okurun zamanını almanın âlemi yok.
Yok, eğer benim gibi terapi amaçlı yazacaksan; bunu başta okuyuculara bildirme
borcun olduğunu da unutmayacaksın. Unutmayacaksın ki okuyucu da ona göre
tavrını ortaya koysun. Ya, tamam desin ya da devam...
Okumaya
devam etmek isteyenlerin sabrını da taşırmamak gerekir.
Zamanınızı
ziyan ettirmeyeceğime, sabrınızı taşırmayacağıma; “subliminal mesaj”2
vermeye çalışmayacağıma ant içerim. Yeminimize her zaman sadık kaldığım gibi
bundan böyle sadık kalacağıma da ant içerim.
Ne
büyük yemin değil mi? Sanki dersin “Yeminli mali müşavir.”3
Hah,
konuyu bulduk. Yazarlar da yeminli mali müşavirler gibi olmalı. Hiç olmazsa
yazarlar güvenilir olmalı. Tepeden tırnağa hiçbir yetkiliye güven yok, anladım. Hiçbir kurum ve kuruluşa da güven yok. Olur
mu böyle şey? Hiç olmazsa yazarlara güvenelim.
Yine
saflığım tuttu değil mi? Ben ezelden beri safım işte. Saf olmadığımı diyene
şaşarım. Hiç korkmam dört tepelerden aşarım. Dördü beş yapmayın ihtiyatı elden
bırakmayın.
Benim
saflık teşhisimi anlatmıştım; ama duymayanlar için anlatıyorum. Evvel zaman
içinde ben öğretmen olarak çalışırken; bir arkadaşımla sohbete daldık. Söz
döndü dolaştı ücretli ders vermeye geldi. Dedim ki arkadaşa; “Ya, devamlı ders
veriyorsunuz. Oysa bu dersiniz 10, bilemedin 12, hadi onu da bilemedim 15
derste tamamen kavratılabilir. Ne oluyor da habire, habire...” Cevap ne oldu
dersiniz? Sabahattin çok safsın. Senin dediğin gibi olsa bu yapmakta olduğum
evi nasıl yapacaktım? Demek ki tam da onun yaptığı evin yanından geçiyormuşuz.
Bakın bir paragrafta Milli Eğitimin karnesini yazmış oldum.
Ya,
bu anda “Milli Eğitim”den söz etmemim sırası mı diyeceksiniz. Peki, peki
geçelim. Hukuka geçelim dersem...
Şimdi
düşünüyorum Nasrettin Hoca’nın hindisi gibi. Esteğfurullah, esteğfurrullah
demeğe gerek yok. Gerçek düşünüyor olsak bugünkü duruma düşer miydik?
Şimdi
biraz ciddi olalım ve dinleyelim. Okuyalım, demek istedim. Benin bu
karaladıklarımı sizden başka kimse okuyor mu okumuyor. Gerçi okusalar, onlar
için ne yazar?
“Ben
keder üretir dert yaratırım
Alem'e
ibrettir her bir satırım
Kırk
yılın başında halim hatırım
Sorulsa
ne yazar sorulmasa ne...”
(Müslüm
Gürses)
Müslüm
Gürses ve bütün ölülerimizin ruhu şad olsun.
Demek
ki hiçbir konu olmasa da başlamak gerekir. Çağrışımlarla, bereket versin, bir
şeyler çıkıyor ortaya.
“Konu
olmasa da ne demek? Konudan çok ne var?” demeyin. Biliyorum konu çok; ama işin
içinde korku var. Bugünkü korkular çok farklı. Nasıl mı? Bakın evvel zaman
içinde yazdığınız bir yazıdan dolayı bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Şimdiki
anda yazdıklarınızdan dolayı da ne mi olur Allah bilir. Bir de, ya, falancı
bilmem kaç yıl önceki sözünden dolayı akıl almaz bir durumla karşılaştı; acaba
şimdi yazdıklarımdan da yüz yıl sonra...
Abarttım
mı? Hayır. Bilindiği üzere Yunus Emre ölümünden 200 yıl sonra idama mahkûm
edilmiştir. Sadece Yunus mu? Şeyhülislam
Ebe Suud Efendi Yunus’un “Cennet cennet dedikleri” şiirini okuyanların,
inanarak söyleyenlerin katli vaciptir, fetvasını vermekte tereddüt etmemiştir.4
Uzun
yazdım mı işte yazı da böyle olmayacak istikamete gider. Ya, bu dünyada kelimeler
de beni saf buluyor ve kendi istikametlerinde sürüklüyor. Oysa ben?.. 5
Sabahattin
Gencal,
Çekmeköy-İstanbul;
16. 05. 2022
______________________
1. Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj,
başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan
algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
Vikipedi
2. Yeminli mali müşavir, bir şirketin mali
belgelerinin doğruluğu ve düzeninden sorumludur. Muhasebe defteri tutmak
haricinde mali müşavirlerin sahip olduğu tüm yetki ve sorumlulukları taşırlar.
Mali müşavirden farklı olarak kendilerine tasdik yetkisi verilmiştir.
(Yeminli Mali Müşavir Nedir? Ne İş Yapar? |
Kariyer.net)
3. Ruhu şad olsun! ölüleri anarken, “mutluluk
içinde bulunsun, sevinsin” anlamında söylenir.
4. Gencal, Sabahattin; Yunus Emre, Cinius
Yayınları, 2020
5. “Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden
daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum.” ( Franz
Kafka, Milena'ya Mektuplar)